DOSTLARIMIZA VE KAMUOYUNA
Dört bin yıllık tarihe sahip kültürümüzün yok olmayla karşı karşıya kalması, tarihin hiçbir döneminde bu kadar ciddi bir boyuta ulaşmamıştır. Atalarımızın kurduğu medeniyetlerin çöküşü, savaşlar, işgaller ve nihayetinde Kurtuluş Savaşı’nda verilen kayıplar dahi Laz kültürünü yok olmakla günümüzdeki kadar karşı karşıya getirmemiştir.
Laz dili ve kültürünü yok oluşa sürükleyen bir kaç önemli nedenden biri Laz halkının kültürüne ilişkin bilinçlendirme çalışmalarının yakın bir tarihe kadar hiç yapılamamış olması, son dönemde ise bu çalışmaların yetersiz ve halktan kopuk olmasıdır. Günümüzde Laz kültür hareketinde yaşanan tablo ise tam bir karmaşa içindedir. Laz kültür hareketinde yer alan her kesimin kabul ettiği Lazca alfabenin oluşumundan, halkımızın ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir yayın organının olmayışına kadar pek çok sorun çözülmeyi beklemektedir. Bu sorunların çözümüne ilişkin iyi niyetli bireysel ya da kurumsal çalışmalar yalnızca bireyleri ve kurumları bağlamaktadır. Bu sorunlar Laz kültür hareketinde tüm kesimlerce iyi bilinmesine karşın bir araya gelmeyen birey ve kurumlar da, sırf bir araya gelmemeleri nedeni ile bu sorunun bir parçası haline gelmektedir. Laz halkının önemli bir kısmı sırf bu ayrışmalar nedeni ile kültür hareketinden uzak durmaktadır.
Laz halkı, Laz kültürünü yaşatmayı hedefleyen kurumların bir araya gelerek ortak çalışmalara imza atmalarını yıllardır beklemektedir. Çalışma yaptığımız her coğrafyada Lazların tek bir kurum etrafında birleşerek çok daha güçlenmesini içeren talepler her geçen gün daha da yüksek sesle dillendirilmektedir. Lazların tek bir çatı altında toplanmaları, kültürlerinin devamının sağlamasının yanında Lazların dayanışma ruhunu güçlendirmesini ve siyasi birliğini de sağlayacaktır.
Laz dili ve kültürüne bir ömür emek vermiş ve 71 yaşından sonra en çok istediği şeyin Lazların birliği olduğunu dilinden ve kalbinden eksik etmeyen Laz aydını Yılmaz AVCI’nın Laz kurumlarına yönelik çağrısıyla Kocaeli’nde 29.05.2010 tarihinde yapılan toplantıda, derneğimiz ve Sima Vakfı yöneticileri yukarıda belirtilen sorunların çözümüne ilişkin bir dizi karar almıştır. Buna göre;
• Sima Doğu Karadenizliler Hizmet Vakfı ve Laz Kültür ve Dayanışma Derneği, Sima Vakfı’nın Mart 2011 tarihinde yapılacak genel kuruluna kadar yapacakları etkinliklerinin tümünü ortaklaşa yürüteceklerdir.
• Mart 2011 tarihine kadar Laz kültürü adına faaliyet gösteren tüm birey ve kurumlara birlik çağrıları yapılarak, birlik sürecinin en demokratik ve geniş katılımlı sürdürülmesi hedeflenecektir.
• Laz Kültür ve Dayanışma Derneği, 2011 Martında tüzelkişiliğini lağvedecek ve müşterek oluşturulan yeni isim, tüzük ve çalışma modelini benimseyen Laz Vakfına tüm unsurları ile katılacaktır.
Sima Doğu Karadenizliler Hizmet Vakfı ve Laz Kültür ve Dayanışma Derneği’nin 05.02.2011 tarihli toplantısında ise birlik çalışmalarının ayrıntıları görüşülmüştür. Buna göre Sima Doğu Karadenizliler Hizmet Vakfı’nın ismi “Sima Laz Kültür ve Dayanışma Vakfı” olarak değiştirilecek, vakfın tüzüğü ise Laz Kültür ve Dayanışma Derneği Tüzüğüne uyumlu hale getirilecektir.
Laz Kültür ve Dayanışma Derneği olarak en büyük gerçeğimiz halkımız olmuştur. Yüzyılları, bin yılları kapsayarak oluşmuş tarihimizi, değerlerimizi, ruhsal şekillenişimizi yok sayarak, tüketim toplumunun getirdiği dejenerasyon kültürünün benimsetilmesine müsaade etmemiz mümkün değildir. Dejenerasyon süreci yaşanıyor iken halk ile bağların kopartılarak kültürel çalışma adı altında bireysel ve entelektüel tatmini anlamamız da mümkün değildir.
Bugün büyük bir adım atılmış, Lazların bir araya gelemeyeceğine ilişkin söylenen ezber bozulmuş, bir diğer değişle buz kırılmış yol açılmıştır. Gün birlikle tüm sorunlarımızın beraberce aşılmaya başlandığı, Laz kültür hareketinin tek çatıda toplanarak halkımızla hareketimizin bütünleşmesinin hedeflendiği gündür. Tüm dostlarımızı birlik çalışmamızda bize destek olmaya ve Laz kültür hareketimizi daha da güçlendirmeye davet ediyoruz. 11.02.2011
0 yorum:
Yorum Gönder