16 Ocak 2013 Çarşamba

Hayatıma Dair-Kandilli 1.Bölüm



(Annem ve Babamın gelinlik-damatlık ile fotoğrafı)
  Herkesin hayat hikayesi farklıdır. Bana göre bu şanslı olanlar ve olmayanlar ile ayırırım bunu. Ben ise şanssız olanlardanım sanırım. Bugünlere kadar şanslı olduğumu hissettirecek bir olay yaşadığımı hatırlamıyorum.
  Sonbaharın bana göre en güzel ayı olan Eylül'ün 3. gününde Zonguldak Ereğli'nin şirin beldesi Kandilli de Erdal (Babam) ve Nuran (Annem) çifti evinde komşularını misafir olarak ağırlayarak sıradan bir gün geçirmekteydi. Misafirleri yolcu ettikten sonra en umulmadık bir şey gerçekleşiyordu Annem Hatice(Teyzem) acilen çağırıyor : "Çocuk geliyor Erdal'a haber ver çabuk!". Teyzem "7 aylık" çocuğun doğabilme ihtimalinin şoku ile Babama söylüyor durumu ve Babam Akrep Mehmet'in(Evimizin altında bulunan tekel'i işleten kişi) arabasını alıp Fatma(Anneannem) de yanına alarak bildiğim kadarı ile 3 kişi Ereğli Devlet Hastanesine gidiyorlar.Herkes doğuma 2 ay var diye beklerken acele davranarak Dünya'ya "merhaba" deme cür'etinde bulup ciğerlerime dolan havanın etkisiyle ağlayarak doğdum.

   Zayıf,kemikleri sayılan,kaş-kirpik çıkmamış,tırnak yok,yüzü çilli ucubeye benzer canlı olarak eve getirildiğimde Merve(Ablam) hayal kırıklığı yaşamış çünkü sürekli kardeş gelecek gibi cümleler ile doldurulup kolu komşuda bebekleri gösterip senin kardeşinde böyle olacak diye 4 yaşında ki kızın karşılaştığı olağan dışı doğan kardeşini normal karşılaması da beklenemezdi tabii.Ablamın isminin Merve olduğundan dolayı uyumlu olması için adım Safa koyulmuş.
(Annem,Babam,Ablam ve Benim birlikte çekildiğimiz bir fotoğraf)
[Ablamın kardeş sevgisi (zorunlu olarak çekilmiş olabilir)]
        Üstüme düşkünlükleri 7 aylık olmamdan dolayı daha fazlaydı ve Ablam ile kıskançlık krizlerimiz hat safhadaydı tabii ki her kardeşler arasında olan klasik sürtüşmeler de dahil.
(1. Yaş Günüm)
     Mutlu bir aile olarak hayatlarını devam ettirirken küçüklüğümün nimetlerinden çevremde ki insanlar bolca faydalandı.Ülkemizde özellikle küçük erkek çocuklarına saygı sevgiyi öğretmekten daha çok önem verilen küfür öğretme çeşitliliğini arttırma sendromu ile bir çok kez çikolata,bozuk para ile kandırılarak kahvede ki Mehmet'e bakkalda ki Hasan'a gidip gelmelerim ile herkese küfreder olmuştum.Bir keresinde Akrep'e küfrettiğimde adam sinirlenip eve gelip beni tokatladığında Annemin tepkisi çok sertti. Çok net hatırlıyorum "Benim çocuğuma benden başka kimse elini süremez sen kimsin!? Küfür ettiğinde hoşunuza gidiyordu şimdi söylediğinde ne hakla sinirleniyorsun? Bir daha çocuğuma elini sürersen seni öldürürüm!" Küçük çocuğun şahit olduğu konuşmaya bakar mısınız? Seni öldürürüm diye bir tepki ile karşılaşıyor. Ki Annem bu konuda çok hassasmış bana anlatılanlara göre. Tokatı yiyen ben rahat durmayacağım için balkona çıkıp ana avrat küfre devam ediyordum tabii hırsımdan dolayı bunu herkes gülerek karşıladı.
(Ablamın doğum gününde el işaretini ilk öğrendiğimde)
 Ahmet Dedem'den(Annemin Annesinin Babası) bahsetmeden geçemeyeceğim.Bu kadar cana yakın sürekli gülen bir adam tanımadım.Bana sürekli harçlık verir, çok sevdiği tavuk almam için bakkala yollardı.Eli açık bir insandı. Bir gün yine tavuk aldırdıktan sonra evine döndüğünde Havva Anneannem(Annemin Anneannesi) telefon açıp "Pak bagayim bağa sen dedene davug mi aldun ? dedenun parmaklaruni kestum senunda kötüni keseceğum!" diye azarlamıştı.Artık niyetini bilemeyeceğim göz korkutmak mıydı yada başka bir şey miydi bilemiyorum. Dedem'in kişiliğine bu kadar zıt bir insan ancak Büyük Anneannem olabilirdi. Aşırı titiz,cimri,tutumlu,sinirli,asabi görünürdü bana ve hep kızardı yaramaz olduğumu söyleyip.

Devam edecektir.........

9 Kasım 2012 Cuma

"Aşk" ı aramak için "Aceleci" olmak mı gerekir?

  Başlık garip gelebilir, yadırganabilir de fakat kimilerine göre acele etmek gerekir mutluluğu en kısa sürede bulmak için kimilerine göre seçici olmak lazım.

  Aceleciler haklı olabilirler fakat yanılma payları çok yüksek değil mi? Şöyle açıklamak istiyorum sürekli arayış içerisinde olmak gerekir ama evet bu diye hemen biriyle ilişkiye başlamak ne kadar akıllıca? Hayatının merkezine doğru yol alan kişinin doğru kişi olduğu ne malum? Olaylara rasyonel bakmak gerekmez mi önce ki tecrübelerinize dayanarak? Tabii hiç sevgilisi olmamış kişileri bu kategori de değerlendirmek acımasızlık olur.
  Tanışmanın en önemli kısım olduğunu düşünüyorum ve apar topar ilişkiye başlamadan önce karşılıklı insanların birbirlerini iyice tanımalı kısaca "flört" olarak adlandıracağımız bu zamanı bazı kesimler (islami açıdan) günah/zaman kaybı/cinsel istismar olarak görmekte, bazı kesimler bunu serbestlik olarak algılayıp erkek/kadın farketmez iki tarafta ilişkiyi çoğu konuda istismar edip baskıcı toplumun eline bir nevi koz veriyor, bir başka kesim ise bu iki dengesizliğin arasında "flört" kavramını anlamış ve uygulamaya koymaya çalışıyor zor tabii...
 Flört arkadaşlığın bir üst versiyonu olarak algılanabilir ve daha da açılmalıdır bu kavram ilişkiye tam olarak başlamadan önce ilişki sahiplerinin birbirlerini daha iyi tanımalarına olanak sağlar fakat ülkemizde cinsel anlamda yasakçı anlayış olduğundan yıllarca o bilinçle yetişmiş kişiler cinsel dürtüleri ile hareket ediyor ki egolarını tatmin edebilsin. Yanlışlar zinciri bu şekilde başlıyor..
 İlişkiler sadece cinsel dürtülerle mi yürüyor hayır ! Saygı,Dürüstlük ve Güven içermesi gerekir değil mi? Sapkınlık ile hareket etme modasına uymamak gerekir lütfen..
 Dış görünüş etkileyicidir ve insanların hoşlandığı kişiler ile tanışmak hatta ülkemizde "çıkma" olarak adlandırılan ilişkiye başlamak isterler doğaldır ve beklentiden uzak normal bir şekilde tanışıp arkadaş olup ilerisi için adımlar atılmalıdır yok hemen ilişki başlasın vs vs gibi düşünceler baştan sizin ilişkinize darbe vuracaktır.

 Seçici olanlara gelelim ki bende bu kategoride bulunuyorum maalesef. Aradığı kişiyi bulmada zorluk çekmekte olan kısımdayım evet ve bunun en önemli nedeni "sütten ağzı yanmak" tabirinden kaynaklandığını belirtmek isterim. Doğru kişiyi bulduğuna inanmadığı sürece "kolay kolay" ilişkiye başlamayacaklar. Şimdi diyeceksiniz ki doğru kişiyi nasıl bulacak gökten zembil ile mi inecek bu ? hayır tabii ki zembil falan değil üstte  bahsettiğim birbirini tanıma ve "flört" ile tanıyıp ilişkinin durumunu neticelendireceklerdir. Tanımaya başladı aktı olmuyor dostça bunun olmayacağını karşı tarafa belirtmelidir kesinlikle sapık gibi peşini bırakmama veya rahatsız etme gibi girişimlerde bulunmamalıdır.
 Yazının çok uzadığını düşünerek finali yapıp yazımı sonlandırmak istiyorum;

 Aceleci olanların ilişkilerinde hata yapma olasılığı yüksek iken Seçici olanlarda ise bu oran düşüktür ve özeleştiri yapmak gerekirse Aceleciler Seçici olanlara göre bence daha "cesaret"lidir YADA "sütten ağzı yanmamış" yanmış ise de ders almamışlardır. :))

Saygılarımla...

Hocam Lig Başladı Konuşmanıza Ne Oldu?


Tarih:02.05.2012
Yer: Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena
Maç: Spor Toto Süper Final Şampiyonluk Grubu 4. hafta Galatasaray-Trabzonspor
Sonuç: Galatasaray:0-Trabzonspor:0

 Maç sonu Basın Toplantısında Galatasaray Teknik Direktörü Fatih TERİM gündemi sarsacak, uzun süre akıllarda kalacak şu açıklamayı yapmıştı. ''Sezon başından beri dayandık ama bir insan nereye kadar dayanır bilemiyorum. Söyleyeceklerimi sezon sonuna bırakmak istiyorum. Muhakkak çok şey söyleyeceğim, söyleyecek çok şey var. Söylemek için bundan güzel gün mü var! Kişilere, kurumlara, daha önceden belirlenmiş stratejilere, daha evvelden yapılan planlamalara söyleyecek çok şey var. Hepsine biraz sert ve ağır olacak ama sabredip, sezon sonunda muhakkak paylaşacağım herkesle bunları. Hakikaten söylenecek çok şey var. Bugün için söyleyeceklerim, içinden çıkılmaz gibi görünen bu ortamda daha fazla derin yara açabilir. 'Ya sabır' diyerek ve sezonu konuşmanın sözünü vererek gideceğim. Biraz sabredin, az kaldı.''

 Tarih:18.07.2012
 Yer: GS TV kulisleri(söylentiye göre)
 Forma lansmanı gerçekleşeceği gün bir söylenti ile bir röportaj yayınlandı ve orada Sayın Fatih Terim’e ait olduğu söylenen şu cümleler yer aldı; “Geçtiğimiz sezon sonunda yapması beklenen açıklamayla ilgili kendisine yöneltilen eleştirileri de değerlendiren Fatih Terim “Ben sözümü yemedim. Geçen senenin son haftalarında yaptığım basın karşısına çıkıp konuşacağım sözünü tutacağım. Önümüzdeki günlerde önemli açıklamalarda bulunacağım” diye konuştu.”

 Tarih:09.10.2012
 Bu yazıyı yazıyorum ve hala açıklama gelmedi. İmparator’un yapmış olduğu açıklamanın sebebini kendimce 3 madde halinde açıklayacağım. 1.Puan kaybı ile ikinci arasında ki farkın açılamamasının stresi 2.Önceki hafta Trabzonspor’u yendikten sonra Aykut Kocaman’ın vermiş olduğu demecin yarattığı sinir. 3.Yukarıda ki maddelere ek olarak kamuoyu baskısını çok yoğun olarak hisseden Terim’in kaldıramaması. 3.maddeyi biraz daha açıklamam gerekirse sinirlerini kontrol etme konusunda sıkıntı yaşayan ve içi dışı bir kişiliğe sahip olan Fatih Terim 4-2 yendiğimiz Trabzonspor maçından sonra şike imasında bulunulmasından dolayı tepkisini ortaya koyarken yine de sakin olmaya çalışıp sezon sonuna saklıyorum diyerek bombayı ortaya bırakmıştır. Karşı takım taraftarları sözlerini çok iğneleyici bulmuş birçok şey söyleme gereksiniminde bulunmuşlardır. Bir Galatasaray Taraftarı olarak bende merak içerisinde açıklamanın ne olacağını merak ettim ve kime ne söyleyecek diye yaklaşık 4 aydır Sayın Terim’i bekliyorum. Şu anda her şey güllük gülistanlık görünüyor diye bu havayı bozmama adına da açıklama yapılmıyorsa da vahimdir bana göre. Çünkü en küçük tökezlemede bunu öne sürüp gündem değişecekse bunun Galatasaray’a yakışmayacağını düşünüyorum. Herkesin kafasında şu sorular var ;

 1.Puan kaybı yaşamasaydı Terim o açıklamayı yapacak mıydı?
 2.Eğer şampiyonluğu Fenerbahçe’ye kaptırsa o açıklamayı bu kadar bekletecek miydi?
 3.Bu açıklama Galatasaray tökezlemeye başladığı an mı gelecek?

 Açıkçası bende bu soruların cevabını ve tabii ki Terim’in sır gibi sakladığı açıklamasını merakla bekliyorum umarım bu açıklama Galatasaray liderliği kaptırdığı veya şampiyonluğu kaptırdığında yapılmaz.
 Umarım Sayın Fatih Terim en kısa sürede bu açıklamayı yapar hem biz hem de lafın sahipleri rahatlar..

 Saygılarımla..


Böyle bir yazı yazınca Galatasaray taraftarlarının buna tepki göstermesini hakaret etmesini köşe yazarlığına başladığım bir sitede bunun tepkiler yüzünden sansürlenmesi itibariyle büyük bir hayal kırıklığı içerisine girmiştim ve şevkimde kırılmıştı maalesef. Eleştiriden uzaklaşmamalı hataları düzeltmeliyiz ben çoğu Galatasaray Taraftarı gibi Sayın Terim'i seviyorum fakat sevdiğim insandır diye bu soruları sormama gibi bir lüksüm olmayacağını da söylemek isterim. Sansür uygulandığı için buradan yayınlamak beni biraz kırmış olsada tekrar blogger üzerinden yazılarıma devam etme alışkanlığımı burada kazandırır umarım..

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Ne demişti Aziz Başkanınız "Sikerim Böyle Fenerbahçe'yi"



 Öncelikle böyle başlık attığım için Fenerbahçe taraftarları olan arkadaşlarım ve diğer bu yazıyı görebilen Fenerbahçe'li taraftarlar kızabilirler kusura bakmasınlar sahip çıktıkları "Başkan"larının sözünü yazmamdan rahatsız olmasınlar! Galatasaray'a ve Taraftarına sürekli saldıran Fenerbahçe SK yönetici ve futbolcularından bunaldığımdan bunu yazıyorum ligin bitmesini 4 gözle bekledim ve boğazıma kadar doldum ! Fenerbahçe Spor Kulübü Yöneticilerinin ve Futbolcularının açıklamalarını aynen resmi siteden ve bazı röportajlarından alıntı yaparak yazacağım sonrasında birer birer yorumlayacağım..

   *Fenerbahçe Kulübü olarak davamızı, söz konusu ihraç kararı nedeniyle yaşadığımız maddi kayba istinaden ve fazlaya dair haklarımız saklı kalmak üzere, şimdilik 45.000.000 Avro talepli olarak açmış bulunmaktayız. CAS Sekretaryası aracılığı ile gönderilen 2 Eylül 2011 tarihli dilekçede, tahkim sürecinin resmen başlatıldığı taraflara bildirmiştir.(Fenerbahçe SK resmi site)


   *Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Koç, "Koskoca 104 yıllık bir camianın ceza alması için sadece sadece ve eksik bir etik kurulu raporundan hareket edilmiştir. Milyonlarca Fenerbahçeli'nin onuruyla oynanmıştır. İçerideki arkadaşların suçlu olduğu kanaati oluşmuştur. Aklı selim davranalım. Kayrılmaktan bahsetmiyorum. Adil yürümesini istiyoruz. Suçumuz varsa da çekmeye razıyız. Bu bizim için bir namus meselesidir"  


   *F.Bahçe’nin ana hedefleri var. Bu hedeflerimiz olursa CAS davasından vazgeçeriz. Bunları açıklayamam, yoksa davaya zarar verir. CAS davası UEFA ile anlaşarak çözülebilir. (01.04.2012/Fenerbahçe SK resmi site) 



   *Metris'te tutuklu bulunan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, kendisini Metris'te ziyaret eden Beyaz TV Spor Müdürü Sezgin Gelmez'e CAS'da devam eden davayı geri çekmeyeceklerini ve bu davanın kendileri için onur meselesi olduğunu kaydetti. (23.04.2012)


   *26 Nisan 2012 Perşembe günü Fenerbahçe Sportif A.Ş tarafından Kamu Aydınlatma Platformu’na gönderilen ve CAS’taki  davamızın çekildiğine ilişkin açıklama 24 Nisan 2012 tarihli Yönetim Kurulu toplantımızda alınan karar uyarınca yapılmıştır ( Fenerbahçe SK resmi site)


 
   *
Konusu ülkemizde yürütülmekte olan şike soruşturmasının dışında, kulübümüzün savunma hakkı gözetilmeden cezalandırılmasına ilişkin olan bu davamız sürecinde, kapalı kapılar arkasında kalmış bir takım gerçeklere, bilgi, belge ve savunma beyanlarına ulaşmıştık. Ancak geldiğimiz noktada, hem ülkemizin menfaatleri ışığında, hem de uzun süredir Türk futbolunu işgal eden ve artık tıkanma noktasına gelmiş bu sorunun çözümüne katkı sağlamak adına, Fenerbahçe Spor Kulübü olarak söz konusu davamızı geçtiğimiz hafta itibarıyla geri çektik. 
 ( Fenerbahçe SK resmi site)

Şimdi gelelim CAS davasına "kendinize" göre haklı olduğunuz davanın 2 Eylül'de resmi başvuru ile gerçekleşmesi sonrasında birçok kez kameralar karşısında yorumlar yapıp Mart ayında gazetelerde gözüken dava geri çekilecek gibisinden ibarelere yalanlama ve yumuşamış cümleler sarfederek 24 Nisan'a zemin hazırladınız. Davayı geri çektikten sonra "ülke menfaatleri" dediniz.

Soruyorum haklı olduğun davayı kazanmak senin ülkene ne gibi "zarar" getirebilir? Aziz Yıldırım'ın "onur ve namus" davası olan CAS Davası neden röportajdan 1-2 gün sonra geri çekildi? Fenerbahçe'nin ana hedefleri var dediniz bunların elde edilmesi sonucu davadan geri çekiliriz dediniz 23 gün sonra davayı geri çektiniz neleri elde ettiniz kamuoyuna açıklamanız gerekmezmi? Gizli planlar ve kapalı kapılar ardından yapılan görüşmeler sonucu elinize ne geçti? Bunları bi cevaplayın bakalım!

Fenerbahçe İkinci Başkanı Ali Koç, Türkiye Futbol Federasyonu'nun Olağan Genel Kurulu'na gelen Galatasaraylı yöneticileri "Adaletin bekçileri hoş geldiniz" sözleri ile karşıladı. 


Bu süreçte, camiamızın attığı adımları an be an takip edip, ’isim vermeme’ perdesinin arkasında gizlenerek açıklamalar yapan Galatasaray Spor Kulübü, "ahlak bekçiliği" sıfatının yanına, aynaya bakma ihtiyacı duymaksızın fair – play savunuculuğunu da eklemiştir. 


Peki Ali Koç Cemal Nalga Skandalında Kulübünüzün Resmi Sitesinden "Peşindeyiz" denildiğinde Galatasaray'ın Küme Düşürülme çabası içersinde olan Kulübünüz için "Adaletin Bekçisi" söylemeyecekmisin ? Her açıklamalarınızda Galatasaray'a saldırmanız neden Galatasaray "Lider" olduktan sonra başladı? Mersin İdman Yurdu ve Kayserispor maçlarında hakemin "ellerinizi" görmemesi sonucu ilerlediğiniz zaman neden suskundunuz? 
Eliniz kolunuz ne zaman bağlansa Galatasaray'a saldırmaktan çekinmiyorsunuz!
Elbette ki Adalet ve Ahlak Bekçisi olacağız yapılan "PİSLİKLERİ" temizlemek,ortaya çıkarmak bize düşüyorsa bunu seve seve yaparız yapacağız da!

  * “Su savaşlarını, rakı şişesini unuttunuz mu?”
  

  * Fatih hoca ve kadrosundan özür diliyorum, kendilerine geçmiş olsun diyorum. Ancak 2-3 kişinin 
yaptığı tüm statlara mal ediliyor. 

  * Bizim sahamızda oynanan maçta Fatih Hoca ve Hasan Şaş’a bir cisim isabet etmiş. Hasan Şaş’a gelen cisim muamma ama bu nasıl olursa olsun asla kabul edilemez bir davranıştır. 


Burada ki sıkıntı ne bakalım.Ünal Aysal'ın "Standart farkı" dediği için Ali Koç:Su savaşlarını,rakı şisesini unuttunuzmu? diyerek Galatasaray Yönetimine saldırıyor. Sonrasında özür dilermiş gibi yapıp "Kulübünü" kurtarmak adına 2-3 kişinin yaptığı tüm statlara mal ediliyor diyor.Bir de Hasan Şaş'ın ki "muamma" diyerek inceden laf sokmayı ihmal etmiyor.Rakı Şişesi olayında ciyam ciyam bağırdığınızı unuttuk pardon. 2001 yılında Saraçoğlu'nda deplasman taraftarına ayırdıkları yerleri gübre ve çürük yumurta kırıklarıyla doldurarak aldılar. İdrar dolu torba atılması işin ekstrası bunları unuttunuzmu? Eric Gerets'in kafasının yarılması Mondragon'a ses bombası atılması olağan şeyler değilmi sizin için? Bu sene bıçaklama olayı olunca çıldırmadınız mı ceza verin diye? Biz hep suskun kaldık böyle konular üzerinden konuşmadık diyemezsin ilk önce neler olduğuna bak sonra Galatasaray taraftarına laf atmaya "çalış" ! Kusura bakma Ali Koç olmuşsun "Şaşı" görmüyorsun Hasan "Şaşı" !
"Stad boşalsın diye ışıkları söndürdük. Aydınlıkta kupayı aldılar ve inanılmaz derecede tahrik dolu hareketler yaptıklar"Galatasaray yönetiminden hep ikilem dolu açıklamalar çıkmış ve Fenerbahçe seyircisi hep gerilmiştir. Bu olaylarda Fenerbahçe seyircisi kadar, Galatasaray başkanı ve başkanvekillerinin açıklamalarının büyük payı olmuşturCumartesi günü sahamızda oynanan Süper Final karşılaşmasının ardından, emniyetin isteğiyle saha güvenliğinin sağlanması  ve her maçtan sonra olduğu gibi tribünlerin boşaltılması için stadyumumuzun ışıkları kapatılmıştır.

Kupa seremonisinin yapılmasına dair karar pek çok kez değişmiş, son kararın hemen ardından stadyumumuzun ışıkları seremoni için açılmıştır.





Sizce bu fotoğraflardan sonra bir cevap vermem gerekirmi ? Sadece şunu soruyorum Nihat Özdemir'e Stadyum'da ki açık olan ışıklar nerede?

" ...daha yolun başında bile olmayan arkadaşlarımızın yaptıkları açıklamalar bizi olumsuz etkiledi. Kendi camialarına şirin görünmek adına yapılan bu açıklamaları yapanlar,  ilerleyen zamanlarda benim söylediklerimin ne kadar doğru olduğunu görecekler. Herkes kendi sevincini ve üzüntüsünü belli seviyede yaşarsa, ülkemizde ayrışmalar yaşanmaz. Benim tavsiyem budur" (Emre Belözoğlu)


"İş koreografi hazırlayıp Fenerbahçe 
ile dalga geçmekte değil. İş, sahaya çıkıp kazanmakta"  (Gökhan Gönül)

 ''Bugün bakıldığında Galatasaray için, 'Türkiye liginin ilahı' deniliyor oynadığı futbolla. Ama Galatasaray'ın da ne durumlara düşebileceğini ilk 35 dakikada gösterdik ki Galatasaray'ın bizden üstün oynadığını söyleyenlere ben katılmıyorum. Kalede olan, yaşayan benim. Sadece son dakikada yaşadığımız direkten dönen topla beraber bir pozisyonları var. Son dakikada direkten dönen topları var, bir iki tane gol pozisyonları var, bir de gol pozisyonu sayılmayacak şekilde buldukları pozisyonlar var. Öyle çok baskı kurdu diye görünmesin, sadece biz iyi top kullanamadık. Kazanma arzusu yüksek olduğu için 35 dakikada takımımız düşmüştür, bunu kabul ediyoruz. Aşırı istekten dolayı, farka gitmek istedik. Bu yüzden takımımız yoruldu, yorulunca da geri çekildik. Bunu düşündükçe de yorgunluğun verdiği rahatlılıkla maç buralara kadar geldi''
 (Volkan Demirel)




Trabzonspor Galatasaray'a yattı iması yapan teknik direktörünüz Aykut Kocaman'ı görmediniz duymadınız değilmi?Maç kadrosunu alamayan Aykut Kocaman'a yardım edecek kimse olmayınca böyle açıklamalarını artık biz doğal karşılıyoruz! Çoğu maçtan sonra Galatasaray'a saldıran laf atan futbolcularınızı görmediniz heralde? Bir tane Galatasaray Futbolcusu gösterebilirmisiniz acaba sizin futbolcularınız gibi davranan? Maç sonlarında oyun hakkında değil ezeli rakipleri ve taraftarları hakkında yorum yapan?  Sadece Fenerbahçe taraftarı gaza geldi tabii! Diğer takımın taraftarını tahrik edecek ve sinirlendirecek yorum ve davranışlardan çekinmediniz değilmi ? Aziz "Başkan"ınız ne demişti "Bir biz namussuzuz diğer herkes namuslu" Sizce de öyle değilmi? Sezon boyunca bir Trabzonspor'a bir Galatasaray'a saldırdınız durdunuz! 4 tane fotoğraf sizi susturmaya yeter artar bile! Siz "adalet ve ahlak" felsefelerinden uzak olabilirsiniz ortamı germek kendinizi haklı çıkarmak için bize saldırabilirsiniz ama BİZİ YIKAMAZSINIZ yazımı çok sevdiğiniz Başkanınız Aziz Yıldırım'ın sözleriyle bitiriyorum Sayın Nihat Özdemir ve arkadaşları "SİKERİM BÖYLE FENERBAHÇE'Yİ"


1 Mayıs 2012 Salı

1 Mayıs İşçi Bayramı'na İthafen!



İşçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günüdür.


Sadece işçilerin yan gelip yattığı bayram değil haksızlığa karşı durulan bir gündür,bayramdır. "İnsana değer vermeyenlere karşı olunan gündür!"


Osmanlı Devleti döneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu yer Selanik'ti ve 1911 yılında burada tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.


CHP,TKP,ÖDP,BDP,EMEP,ESP gibi birçok "legal" siyasi parti "sol" görüşlerinden dolayı "haksızlıklara" karşı olduğu için orada bulunmaktadır."Gay,Transeksüel,Lezbiyen ve benzeri" cinsel açıdan farklı yaşantıları olan insanlarımızı "ötekileştirme" çalışmalarından dolayı onlarında bayramıdır.


Değer yargılarından yoksun olan toplumumuzun bu olayı "Allahsız,kominist,solcu,Lut kavmi'nin devamı" olarak nitelendirmesi çok şaşırılmaması gereken bir şeydir.


Her birey düşüncesini dile getirmekte "özgürdür". Bizim ülkemiz,şeriat veya diktatör ile yönetilen ülkeler seviyesinde oluşturulan düşünmenin suç sayıldığı yerlerde üst tarafta ki yorumun kullanılması bu yüzden normal karşılanıyor.


Haksızlığa karşı olmanın "Dil,Din,Irk,Renk,Cinsiyet,Siyasi Düşünce" ayrımı içermeksizin bir ayrıcalığı veya önceliği olamaz bunun gibi düşünenler için sadece "YAZIK !!" diyorum..


Bir de orada taşkınlık yapıp çevreye zarar verenler hitaben şunu söylemek istiyorum "anarşist düşünce yapısına sahip olabilirsiniz fakat bu sizin çevreye,çevredeki insanlara rahatsızlık verebilecek imkanı sağlamaz !!"


Son olarak biraz ütopik olacak ama herkesin hür düşünüp,"Din,Dil,Irk,Cinsiyet" ayrımı yapılmaksızın yaşayabildiği TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE hayal ediyorum..


Her kesimin 1 Mayıs Bayramını kutluyorum...Saygılar Efendim...

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes